KAYNAK: MEMURLAR.NET / ANADOLU AJANSI (POLİTİKA)
Bakan Güler, zorunlu askerlik konusunda, “Önümüzdeki dönemde de yüzde 50 zorunlu, yüzde 50 profesyonel askerlik. Zaten şu anda bu oranları yakalamış durumdayız. Bunu da korumaya yönelik düşüncemiz devam ediyor.” diye konuştu.
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonundaki Bakanlığının 2024 yılı bütçesinin görüşmelerinde milletvekillerinin eleştiri ve sorularını yanıtladı.
TSK’nın, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından ilk andan itibaren gerekli her türlü faaliyeti yaptığını belirten Güler, TSK unsurlarının yaptığı çalışmaları anlattı.
Deprem sonrası 6 bin 400 sorti yapıldığını dile getiren Güler, bu rakamın Hava Kuvvetleri Komutanlığının bir yıldaki toplam sorti sayısından fazla olduğunu kaydetti.
Depremin ilk gününde gittiği Hatay’da bir konteynerde 2,5 ay kaldığını ifade eden Güler, Suriye’nin kuzeyindeki üs bölgelerinden dahi askerlerin çalışmalara katılmak üzere sevk edildiğini söyledi.
Türk Silahlı Kuvvetlerinde personel, istihbarat, harekat-operasyon ve lojistik olmak üzere dört önemli disiplinin bulunduğunu belirten Güler, bunlardan istihbarat ile harekat-operasyonun en önemli disiplinler olduğunu bildirdi. Yaşar Güler, “Bu iki yetki ilk günden itibaren Genelkurmay Başkanı’na verilmiş durumda. Bütün istihbarat ve harekat faaliyetlerinin tamamı Genelkurmay tarafından yapılmıştır ve hala aynı şekilde yürütülmektedir.” diye konuştu.
S-400 Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi’ne yönelik soruya Güler, “Bizler 7 gün 24 saat, 365 gün bu memleketin güvenliği için çalışıyoruz. S-400’ü alıp bir fabrikanın köşesine teslim edemeyiz. Böyle bir şey asla yok. S-400’e ihtiyaç duyduğumuz anda düğmeye bastığımızda, ne olduğunu merak edenlerin hepsi görür.” yanıtını verdi.
CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın “Niye kullanmıyorsunuz?” diye sorması üzerine Güler, “Nereye kullanacağız, bu çamaşır makinesi mi? Lütfen, anlayıp anlamadığınız her konuda bir fikir yürütmek zorunda değilsiniz.” dedi.
– “Yüzde 50 zorunlu, yüzde 50 profesyonel askerlik”
Türk Silahlı Kuvvetleri envanterinde kimyasal silah olmadığının altını çizen Güler, “Böyle bir şeye sahip olmayı da kesinlikle istemiyoruz.” ifadesini kullandı.
Güler, zorunlu askerlik konusunda, “Önümüzdeki dönemde de yüzde 50 zorunlu, yüzde 50 profesyonel askerlik. Zaten şu anda bu oranları yakalamış durumdayız. Bunu da korumaya yönelik düşüncemiz devam ediyor.” diye konuştu.
Sağlık Bakanlığına devredilen askeri hastanelerin durumuna yönelik soruları da yanıtlayan Güler, şunları söyledi:
“Şu anda 5 tane hastane ve ihtiyaç halinde tam izolasyonu sağlanmış 10 hastane Türk Silahlı Kuvvetlerine tahsis edilmiş durumda. Bununla birlikte Askeri Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğüne bağlı 4 seyyar hastanemiz var. TCG Anadolu’da ikinci basamak sağlık teşkili, KKTC’deki Girne Asker Hastanesi, Sağlık Bakanlığının iki seyyar sahra hastanesinin ikinci basamak acil sağlık hizmeti de şu anda bizde ve hepsi bize ait.
Milli Savunma Bakanlığı kadrolarında halihazırda 137 pratisyen, 89 uzman askeri hekim, 50 de uzmanlık öğrencisi var. Bunların hepsi de rütbeli ve subay. Ayrıca MSB kadrolarında 319 sivil tabip görev yapıyor. Bunlar Bakanlığın mecburi hizmeti kapsamında. Arzu eden doktorlar, ‘Ben Silahlı Kuvvetlerde çalışmak istiyorum’ diyor ve bize geliyor ama bunlar yeterli mi? Hayır, değil. Şu anda Sağlık Bilimleri Üniversitesinde Bakanlığımıza ait, tamamen alımı, okutması, yemesi içmesi bize ait 713 tıp fakültesi öğrencimiz var. 29 diş hekimliği ve 16 eczacılık fakültesi öğrencimiz var. Hepsi asker. Biz askeri hastanelerimizin hepsinin bizde olmasını arzu ediyoruz ama elbette ki 15 Temmuz gibi bir bela yaşandı. Zamanla bunların hepsinin sırayla yapılacağına inancımız tam.”
– “Biz hakikaten F-35 almalı mıyız?”
Milli Savunma Bakanı Güler, “Altay Tankı” ile ilgili çalışmaların devam ettiğini belirterek, proje kapsamında toplam 250 tank üretileceğini ifade etti. Yerli motor üretilene kadar güç grubunun Güney Kore’den temin edileceğini aktaran Güler, “Güney Kore bize 85 tane veriyor. 165 tanesi de yerli güç grubuyla yapılacak.” diye konuştu.
“Sınırlarımız bugüne kadar olmadığı kadar güvenli ve güvenilir.” diyen Güler, sınırlarda 60 bin personelin 7 gün 24 saat esasına göre çalıştığını vurguladı. Bakan Güler, arzu eden her milletvekilini de istediği sınıra götürebileceklerini söyledi.
Güler, F-35 alımının, üzerinde düşünülmesi gereken bir konu olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
“Şu anda Amerika’da dahi F-35’lerin çoğunun uçuşu kesilmiş durumda, İsrail F-35’lerini uçuramıyor ve bu konuda da sürekli Amerika’ya saldırıyor. Avrupa’daki birçok ülkede de anlaşılmayan, onların çözemediği aksaklıklar var. Açıkçası biz KAAN gibi bir uçağı artık şu anda hangardan çıkarmışız, 15-20 gün sonra uçuracağız. Biz hakikaten F-35 almalı mıyız? Yoksa KAAN uçağı için biraz daha sabretmeli miyiz? Kendi yerli milli uçağımızı kullanmak dururken F-35’i kullanabilir miyiz, kullanmalı mıyız? Bunu iyice bir düşünmemiz gerekir. Benim şahsi görüşüm; kesinlikle alma taraftarı değilim.”
Yaşar Güler, F-35 projesi kapsamında ödenen ücretin ne olacağının sorulması üzerine, “Bu bizim düşüncemiz ve olup olmayacağını bilmiyoruz açıkçası. F-16 Blok 70 Viper’ları alırken o parayı oraya mahsup ettirelim diye düşünüyoruz ama tabii kesin bir şey yok henüz.” dedi.
EMEKLİ ASTSUBAYLARIN GÖREV TAZMİNATI SORULDU
Binbaşı ve emekli astsubayların görev tazminatlarının durumuna ilişkin soruyu da yanıtlayan Güler, konuya ilişkin kanun teklifinin bu yıl içerisinde Meclis’e sunulacağını ifade etti.
Görüşmelerin ardından, Milli Savunma Bakanlığının 2024 yılı bütçesinin yanı sıra Akaryakıt İkmal ve NATO Pol Tesisleri İşletme Başkanlığının bütçe ve kesin hesapları ile Sayıştay raporları kabul edildi.
ÖZGÜR CEYLAN (Çanakkale)– Bir de bütçeyle ilgili TSK personelini özlük hakları sorunları var ki bunları da iletmeden geçemeyeceğim. Sayıları çok da fazla olmayan emekli binbaşılarımız büyük zorluklar çekiyor Sayın Bakan. Diğer üst subaylara verilen makam görev tazminatı onlara verilmediği için görevdekilere göre yüzde 41 maaş bağlanma oranıyla aldıkları emekli maaşı yetmiyor, geçim sıkıntısı çekiyorlar. Astsubaylarımızın bir türlü çözülemeyen özlük sorunları bulunmakta. Astsubaylara makam görev tazminatları hâlâ verilmemiş durumdadır, verilmesi gerekmektedir. Kademe ilerletme konusunda 9’a 1’den 9’a 2’ye geçiş konusunda yapılan düzenleme eksik kalmış, astsubay meslek yüksekokulu intibakları yok sayılan astsubaylarımız bu düzenlemeden yararlanamamışlardır. Rütbe bekleme sürelerinin subaylarla eşitlenmesi, 55 yaş üzeri çalışarak emekli olan astsubaylarımıza kadrosuzluk tazminatının verilmesi de yine bizi bekleyen konular.
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir)– Teşekkür ederim Sayın Başkan. İki sorum var Sayın Bakan. Birinci sorum: General ve amiral rütbesinden yarbay rütbesine kadar olan üstsubay rütbelerinde makam ve görev tazminatı var ama üstsubay olan binbaşılarda yok gene aynı şekilde 1’inci derece ve 3600 ek göstergeye ulaşmış astsubayların da bu tazminatı alma talepleri var. Ben bunu uzun zamandandır, 24’üncü Dönemde de dile getirmiştim, o dönem bir çalışma yapıldığı söylendi ama sanıyorum bir çözüm yok. Bu konuyla ilgili bir çalışma var mıdır? Rahmi Aşkın Türeli de yanlış bilgi vermiş.
DURSUN ATAŞ (Kayseri)– Teşekkür ederim Başkanım. Sayın Bakanım, -sorumun birini Türeli Başkan sordu ama- 27’ nci Dönemin sonunda bir torba yasayla bu astsubaylarla alakalı konu Meclisin gündemine gelecekti ama gelmedi. O torba yasanın içerisinde Silahlı Kuvvetlerle ilgili bir çok konu olduğunu biliyorum. Şimdi, bu dönemde, bu yasalar Meclise gelecek mi?Bir de başından beri hep söylüyoruz, Türk Silahlı Kuvvetlerinin yapısını gözönüne alarak yeniden, topyekûn bir personel kanunu çıkarmak konusunda bir çalışma var mı Bakanlığımızda? Teşekkür ediyorum.
MUSTAFA ERDEM (Antalya)– Yine, ordumuzun kıymetli mensuplarının özlük haklarına dair söz verilip yerine getirilmeyen bir çok talebi var. 1990’lı yıllarda çıkarılan makam ve görev tazminatlarının yarbay rütbesine kadar onlara verildiğini, binbaşılara ise bu hakkın tanınmadığını biliyorsunuz. Kendilerinden üst rütbeden emekli olan subaylarla maaş farklarının yüzde 10’lardan bugün geldiğimiz noktada yüzde 90’lara çıktığını biliyoruz. Daha önce burada belki bin defa söylenmiştir. Ayrıca, astsubaylarımız ön lisans mezunu oldukları hâlde uzun zamandır 9’uncu derecenin 2’nci kademesinden göreve başlıyorlar. Hâlbuki aynı eğitim düzeyine sahip devletin bütün kademesindeki memurlar 9’un 1’inden başlıyor; bu büyük bir adaletsizlik, maaşları çok düşüyor, bunun bir an önce düzeltilmesi gerekiyor. Daha da önemlisi, görev tazminatı başta olmak üzere emekliliklerine yansıyan herhangi bir tazminat olmadığı için astsubaylarımız emekli olduklarında maaşlarını yüzde 45 daha düşük alıyor. Ekonomik yetersizlikleri ordunun emektar komutanlarının omuzuna yüklemeyin Sayın Bakanım. Bu kutsal görevi icra eden şanlı Türk ordusuna ne kadar değer versek azdır.