Bizimle İletişime Geçin!

Güncel Haberler

MEVZUATLAR

Butona tıklayarak tüm mevzuatlara erişim sağlayabilirsiniz..

Kategoriler

Edit Template

UMUT ASTSUBAYIN HABER OLMAYAN ÖLÜMÜ! MİLLETVEKİLİ DEVREDE…

Cumhuriyet yazarı, gazeteci Barış Terkoğlu bugünkü yazısında Umut Astsubay’ın ölümünü ve ardından yaşananları anlatmıştı. Son olarak İYİ Parti Ankara Milletvekili Kürşad Zorlu, Umut Astsubay’ın hikayesini Meclis gündemine taşıdı.

KAYNAK : CUMHURİYET.COM.TR

Gazeteci Barış Terkoğlu, bugün Cumhuriyet gazetesindeki yazısında Oğuzeli Ermiş Hudut Karakolu’nda görev yapan Piyade Astsubay Astçavuş Umut Ağırman’ın ölümünü kaleme almıştı.

Ağırman’ın ‘şehit’ olarak sayılmama ihtimalini yazan Terkoğlu, şu ifadeleri kullanmıştı:

“GÖREVDE YAŞAMINI YİTİRSE DE ŞEHİT SAYILMAYABİLİR…”

“Umut Astsubay görevini fazlasıyla yaparken yaşamını yitirse de şehit sayılmayabiliyordu. TSK’de şehit kabul edilme kriterleri vardı. Görev tanımına uymayan ölümler sorun yaratıyordu” diyen Terkoğlu, şöyle yazmıştı:

“Meseleyi Milli Savunma Bakanlığı kaynaklarına sordum. Umut astsubayın sınırda askeri araçla kaza yaparak öldüğünü doğruladılar. TSK’de şehitlik makamının koşullarını hatırlattılar. Her asker vefatından sonra bir soruşturma yürütüldüğünü, Umut astsubay için de bu soruşturmanın devam ettiğini, bitmeden konuşmanın doğru olmayacağını ifade ettiler.”

KONU MECLİS GÜNDEMİNDE

Terkoğlu’nun yazısının kısa sürede gündem olmasının ardından; İYİ Parti Ankara Milletvekili Kürşad Zorlu, Umut Astsubay’ın hikayesini Meclis’e taşıdı.

Konu ile ilgili olarak TBMM Başkanlığı’na bir soru önergesi verdiğini bildiren Zorlu, şu ifadeleri kullandı:

“Gazeteci Barış Terkoğlu’nun gündeme taşıdığı konuyla ilgili Umut Astsubay’ın Babası Fahrettin Ağırman ile görüştüm.

Öncelikle başsağlığı dileklerimi bir kez daha iletiyorum.

İlk bilgilere göre sınırdaki hareketliliğe müdahale emri doğrultusunda kahraman askerimizin askeri araçla kaçak sığınmacı tehlikesi üzerine harekete geçtiği anlaşılıyor.

Tahkikatin sürdüğü bilgisi tarafıma verilmiş olsa da konuyla ilgili soru önergesini TBMM’ye teslim etmiş bulunuyorum.

Bu hususta ivedilikle tespitlerin yapılarak şehitlik ünvanının verilmesi, gerekli bir prosedürün tamamlanması olacaktır.

Konunun takipçisiyim.

Şehidimizin ruhu şad olsun!”

Umut astsubayın haber olmayan ölümü

Doğmadığın toprak, altında büyümediğin gök. Genç yaşında sınırda bekliyorsun. Ölümün, tıpkı yaşamın gibi, hiç konuşulmuyor.

Hep yanlış yapanları mı anlatacağız? Hep üniformanın hakkını vermeyenlerden mi bahsedeceğiz?

Hayır elbette…

Aksi de var.

Biliyorsunuz, iki haftadır bu köşede Suriye sınırında insan kaçakçılığı yapan çeteleri anlatıyorum. O çetelerin bir generalin makam aracını nasıl kullandığından, askeri konvoya nasıl karıştığından bahsediyorum.

İşte ben bunları yazarken, 20 Mayıs’ta ölen bir asker, medyada haber bile olmadı. Açık söyleyeyim, uyarmasalardı ben de fark etmeyecektim.

Türk bayrağına sarılı bir tabuttaydı. Askerler cenazesini taşıyor, komutanlar önde namazını kılıyordu. Ama duyurusundaki bir detay dikkatimi çekti:

“Oğuzeli Ermiş Hudut Karakolu’nda görev yapan Piyade Astsubay Umut Ağırman trafik kazasında hayatını kaybetti.”

Sanırım fark ettiniz, sınırda bir asker ölmüştü ancak “şehit” diye bahsedilmiyordu.

ÖLDÜ AMA ŞEHİT OLMAYABİLİR

Merak edip bölgedekilere sordum. Anlattıklarına göre sınırda görevli 25 yaşındaki Umut astsubay, iki noktadan kaçak mülteci girişiyle karşılaşmıştı. Gelgelelim parçası olduğu birlik bunu önlemede yetersizdi. Personeli az, araçları eskiydi. Umut astsubay, kişisel inisiyatif alarak kaçakların peşine düşmüştü. Şoför koltuğuna oturup, sınırı geçenleri yakalamaya çalışmıştı. Bunu yaparken hız sınırını da aşmıştı. Bu sırada kaza geçirerek hayatını kaybetmişti.

Gelgelelim…

Umut Astsubay görevini fazlasıyla yaparken yaşamını yitirse de şehit sayılmayabiliyordu. TSK’de şehit kabul edilme kriterleri vardı. Görev tanımına uymayan ölümler sorun yaratıyordu.

Meseleyi Milli Savunma Bakanlığı kaynaklarına sordum. Umut astsubayın sınırda askeri araçla kaza yaparak öldüğünü doğruladılar. TSK’de şehitlik makamının koşullarını hatırlattılar. Her asker vefatından sonra bir soruşturma yürütüldüğünü, Umut astsubay için de bu soruşturmanın devam ettiğini, bitmeden konuşmanın doğru olmayacağını ifade ettiler.

‘NASIL ŞEHİT SAYILMAZ’

Ardından Umut astsubayın ailesini aradım. Baba Fahrettin Ağırman konuşacak durumda değildi. Dayısı Emin Yalçın ile konuştum. Yoldalardı. Anne, baba, amca, yenge ve dayı… Umut astsubayın aracının devrildiği, son kez dünyaya baktığı yere gidiyorlardı. Nerede nasıl kaza yaptığını görmek istiyorlardı.

Umut astsubayın ailesi Çanakkale’de yaşıyordu. Ölüm, hem Gaziantep’ten telefonla hem de Gelibolu’daki askerler tarafından bizzat bildirilmişti. Aileye, “hududu geçenlere acil müdahalede bulunurken, kullandığı araç mucurlu yolda kaydı ve hendeğe yuvarlandı” denilmişti. Dayı, “olay yeri resmi tutanağında ‘kaçaklara müdahale ederken kaza geçirdiği’ yazıyor” dedi ve şöyle devam etti: “TSK mensubuydu, askeri aracı kullanırken görev başında öldü, hayrete düştüğümüz konu nasıl şehit sayılmaz?”

Cenazeye askeri tören yapılmıştı ama Umut astsubay “şehit” diye anılmamıştı. Bu durum belli ki ailede kırgınlık yaratmıştı. Gaziantep’te savcılığa giderek resmi belgeleri de alıp inceleyeceklerdi.

ŞEHİTLİK KRİTERLERİ SORUNU

Meseleyi CHP’nin gölge savunma bakanı, genel başkan yardımcısı emekli Amiral Yankı Bağcıoğlu’na da sordum. Bağcıoğlu, aynı bölgede kaçakçılarla işbirliği yaptığı için yargılanan askerlerle Umut astsubayı karşılaştırdı. “Sürekli ve fedakarca reaksiyon gösterdi” dedi ve devam etti: “Kahraman askerimiz TSK’nin büyük çoğunluğunun taşıdığı asil ruh hali ve adanmışlığa bir örnek. Türk milleti için yaptığı nihai fedakârlık, maddi kazancı milli, mesleki ve manevi değerleri üzerinde tutan çok sınırlı sayıdaki silah arkadaşına da bir uyarı ve ders niteliğindedir.”

Bağcıoğlu, “şehitlik” kriterlerinin Umut astsubaydan önce de bazı sorunlara neden olduğunu söyledi ve bu konuda bir çalışma yaptıklarını haber verdi.

Türkiye, hatalı Suriye politikasının sonuçlarını yaşıyor. Şam’daki rejimi değiştirme hayalinin sonu geldiğinde, Avrupa’nın istemediği milyonlarca mülteci ülkenin parçası olmuştu bile. “Artık koruyoruz” dendiğinde ise sınırlar kaçakçı çetelerinin kazanç kapısına çoktan dönüşmüştü. Pilavdaki taş kadar olduğu anlatılsa da suç örgütleri devlet kurumlarında kendisine ortaklar buldu. İktidar; “şehitlik” makamını siyasallaştırıp dağıtırken, sınırda görev başında ölenlerin şehitliği tüzüklere takıldı. Çok acı ama “Biz nerede hata yaptık?” demek için belki de çok geç kaldık.

Bacon, “kötülüklerin en az kötüsü” diyor ölüm için. Umut astsubay keşke yaşasaydı da anlatabilseydi. Kim bilir, belki “Asıl kötülük yaşayanlarda” derdi.

Makaleyi Paylaş:

TÜM SÖZLEŞMELİ PERSONEL DERNEĞİ

Tüm Sözleşmeli Personel Derneği (TÜMSÖZDER) ; VATAN ve BAYRAK sevgisini canından aziz bilip, Karada, Havada, Denizde, her zaman ve her yerde, üstün görev bilinci ile hareket eden Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma ve Sahil Güvenlik komutanlığına bağlı sözleşmeli personellerin, özlük haklarının iyileştirilmesi için çalışmalar yapmak, sözleşmeli personeller arasında birlik beraberlik ruhunu oluşturmak, ve Avukatları aracılığıyla sözleşmeli personellere hukuki destek vermek üzere kurulmuştur.

MEVZUATLAR

Butona tıklayarak tüm mevzuatlara erişim sağlayabilirsiniz..

E-Bülten Aboneliği

Bültenimize kaydolun.

Başarıyla abone oldunuz! Ah! Bir şeyler ters gitti lütfen tekrar deneyin.
Edit Template

İletişim

İban Bilgileri

T.C ZİRAAT BANKASI

TR 53 0001 0024 5497 8529 2650 01

HESAP ADI : TÜM SÖZLEŞMELİ PERSONEL DERNEĞİ

© 2024 Tüm Hakları Saklıdır TÜM SÖZLEŞMELİ PERSONEL DERNEĞİ